Başarmak

Rehberlik 5

  • Organize Sanayi Bölgesi Gürlek Honaz / DENİZLİ
  • 0 258 502 12 12
    0 533 033 88 33
  • info@dostekkoleji.com

Başarmak

Okuma Hızını Artırın

     İnsan çevresinin şartlamalarından dolayı var olan potansiyelinin ancak %10´unu kullanır. Bu durum okuma hızı için de geçerlidir. Algılama ve düşünme hızımız saniyenin çok kısa sürelerinde gerçekleşirken, okuma hızımız yanlış okuma alışkanlıklarımız nedeniyle çok düşüktür.
Dakikada kaç kelime okuduğunuzu biliyor musunuz?
Ya da şimdiye kadar hızınızı artırmayı hiç denediniz mi?

Yanlış Okuma Alışkanlıkları

Okurken anlamadığımızda geri dönmek: Konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanır. Geri dönmeyi kendinize kesinlikle yasaklayın.
İçinizden okumak: Sesli okumanın bir türüdür."iç ses" dediğimiz bu yanlış okuma alışkanlığı hızı frenleyici bir etkendir.
Her bir kelimeyi okumak.
Gözünüzün bir satırda 7-8 durak yapması. Göz tek bir noktaya baksa bile 3-4 kelime görebilecek bir "görme bandı" kapasitesine sahiptir.
Dudakları kıpırdatarak okumak.

     Hızlı okuma alışkanlığı kazanabilmek için "görme bandı" kapasitenizi genişletecek göz eğitimi yapmalısınız.

Olumlu Düşünün 
Beynimizden günde ortalama 60.000 düşünce geçer. Bunların çoğu olumsuz düşüncelerdir ve önceki gün düşündüklerimizle aynıdır. Beyninizin doğru sorulara yönelmesini sağlayın.


 
Yanlış Doğru

Neden bu kadar şişmanım?
 
Sağlıklı bir vücuda nasıl sahip olabilirim?

Neden başarılı olamıyorum?
 
Daha iyi sonuçlar almak için ne yapmalıyım?

Çalışmaktan nefret ediyorum
 
Her şeyin bir bedeli var, hedefime her gün biraz daha yaklaşıyorum

Babam bana neden kızıyor?
 
Babamla ilişkilerimi nasıl daha iyi hale getirebilirim?
 
Böyle giderse sınavdan asla iyi sonuç alamam.
Ben bu sınavı kazanabilirim...
Başarabilirim...
 
 

  Bir şey tercih ise

  Bir şey inanç ise

 Yapmak zorunda olduğunuz için yaparsınız.

  İstediğiniz için yaparsınız.

 İstediğiniz zaman yaparsınız.  

  İsteseniz de istemeseniz de yaparsınız.

   Yalnızca bir seçenek olarak                                  görürsünüz.

  Zorunluluk olarak görürsünüz.

  Zorlanınca değiştirirsiniz.

  Asla değiştirmezsiniz.

  Açık bir tanım veremezsiniz.

  Ulaşılabilir ve değerli bir hale            getirirsiniz.

Ulaşamayabilirsiniz.

 Kesinlikle ulaşırsınız.




Öğrenmenin Tadına Varın 
Öğrenmenin sizin için gerçekten kolay olduğu bir zamanı hatırlayın. Büyük bir zevkle, heyecanla, coşkuyla öğrendiğiniz şeyler nelerdir? Bisiklete binmek mi, satranç mı, kravat bağlamak mı, dantel örmek mi? 
O an aklınızdan geçen neydi? 
Neler hissediyordunuz? Yani kendinize ne diyordunuz?
Öğrenmeyle ilgili belirgin tat ve kokular var mıydı?
Kolay ve eğlenceli öğrenmek için bağlantı kurduğunuz şeyin ne olduğunu biliyorsanız, öğrenmek istediğiniz herhangi bir konu ye da derste onu uygulamaya koyabilirsiniz.
Teşekkür veya takdir belgesi aldığınızda neler hissetmiştiniz?
Sizi nasıl kutlamışlardı?
Üniversiteyi kazandığınızda neler hissedeceksiniz?
Kendinizi üniversitenin bahçesinde, sınıflarında, koridorlarında dolaşan bir "üniversiteli" olarak düşünün...
Vücudunuzu ve beyninizi dinlendirin... 
Öğrenmede başarı için duygusal durumunuz ve duruşunuz doğru olmalıdır.
Başarılı sonuçlar alan birilerini gördüğünüzü hatırlıyor musunuz? Duruşları nasıldı? 
Düzgün duran bir bel kemiği, vücudunuzdaki akan kanın akışını, beyninize ulaşımını kolaylaştırır. Fizyoterapistler, oturmanın en kötü duruş şekli ve aynı pozisyonda 40 dakikadan fazla kalmamamız
gerektiğini söyler. Aralarda ayağa kalkmalı; mümkünse basit egzersizler yapmalı ve sırtımızın duruşunu değiştirmeliyiz.
Uzun bir yolculuktan sonra; arabadan indiğinizde, nasıl rahatladığınızı bir düşünün.

Neleri unutmayız?

Okuduklarımızın %10´unu
Duyduklarımızın %20´sini
Gördüklerimizin %30´unu
Hem görüp hem duyduklarımızın %50´sini
Söylediklerimizin %80´ini 
Davranışlarımızla birlikte söylediklerimizin %90´ını hatırlarız.
Ah şu sınav stresi de olmasa... 
Ya bildiklerimi sınav anında unutursam, karıştırırsam ya sorular bilmediğim yerden gelirse, ya zaman yetmezse gibi endişeler "sınavı kazanmazsam mahvolurum" düşüncesini pompalar. Oysa bu tür endişelerin sınavda soru çözmeye hiç olumlu katkısı yoktur. Sınava girdiniz. Bu sınavın nasıl bir yarış olduğunu bilmenin getirdiği baskıyı üzerinizde hissediyorsunuz. Beyninizdeki uğultu dışında hiçbir şeyi hatırlamadığınızı fark edersiniz. Ama merak etmeyin bu geçici bir durumdur. Aslında başarılı olmak için belli bir düzeyde kaygıya ihtiyaç vardır. Kaygı denilen olgu bir anlamda vücudun savunma mekanizmasıdır. Kaygı sizin sınava yüklediğiniz anlamla ilgilidir.
Yorulduğunuzda, Canınız Sıkıldığında 
Derin bir nefes alın... Beynimiz oksijen ihtiyacını karşılayabiliyorsa daha net düşünebilir ve daha verimli çalışabiliriz.
Beyin, vücut ağırlığımızın %2´sini oluşturduğu halde soluduğumuz oksijenin %20´sini kullanır. Her gün, vücudumuzdaki 5 trilyon kadar hücreyi sağlıklı tutabilmek için 11.300 litre oksijen alırız. Derin derin nefes almak (diyaframdan solumak), kanı vücuda yayan tulumba işlemi görür. Sağlıklı beyin hücreleri için onlara yeterli oksijeni sağlamak gerekir. Bir atletin atlayış öncesinde, basketbolcunun serbest atış öncesinde, haltercinin halteri kaldırmadan önce nasıl derin nefesler aldığını hatırlayın.
Yorgunluk ve kaygıyı azaltmak için siz de burundan ağır, sessiz ve derin nefes alın; aldığınızın iki katı sürede yavaş yavaş verin. 
Bunu günde en az 3 kez uygulayıp, sınava kadar alışkanlık haline getirin.
Nasılım AMA! 
Başkası bir işi uzun sürede yapıyorsa yavaştır.
Ben uzun sürede yapıyorsam titizimdir.
Başkası bir işi yapmıyorsa tembeldir.
Ben yapmıyorsam meşgulümdür.
Başkası bir şeyi söylenmeden yapıyorsa sınırlarını aşmıştır.
Ben yapıyorsam bu insiyatif kullanmaktır.
Başkası bir görgü kuralını çiğniyorsa kabadır.
Ben çiğniyorsam kendine özgü birisiyim.
Başkası amirini memnun ediyorsa yalakadır.
Ben ediyorsam bu ortak çalışmadır.
Başkası öne geçerse bu kuralları ihlal etmektir.
Ben başarırsam bu sıkı çalışmanın ödülüdür.